İSD Tarihçesi

Cumhuriyet Dönemi’nde satranççıları buluşturan ilk kurumlar olan Halkevlerinde satrancın popülaritesinin gittikçe artması, oyunun yazılı basında yer bulması ve ivme kazanması, çıkış yolu arayan satranç önderlerinde yeni bir atılımın ön koşullarının oluştuğu kanaatini desteklemiştir. Aslında önderlerin nihai hedefi devlet destekli bir federasyon kurulmasını sağlamaktır; öncelikli hedef ise satranç oyununu ülkeye yaymak ve örgütlü bir yapıya kavuşturmaktır. İstanbul özelinde ise satranççıları bir çatı altında toplama zamanının geldiği, koşulların oluştuğu düşünülmektedir.

Ahmet Tevfik Yücesoy bu düşünceyi olgunlaştırmış ve Doğan Günsav ile paylaşmıştır. Ardından bu konuda birlikte harekete geçme kararı alırlar ve
ilk olarak Ahmet Tevfik Yücesoy’un gazeteci dostu Murat Sertoğlu’na gidilir. Fikir, Murat Sertoğlu’nu çok heyecanlandırır. Kendisi kurucu üye olmayı kabul ve ayrıca Yazı İşleri Müdürü olduğu Tanin Gazetesi’nde Doğan Günsav için bir satranç köşesi açmayı da teklif eder.

Ahmet Tevfik Yücesoy (solda) ve Doğan Günsav

Ahmet Tevfik Yücesoy’un tek çatı fikrini açtığı ikinci kişi ise eski Bursa Milletvekili ve eski İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) Op. Dr. Emin Erkul olmuştur. Amatör bir satranç oyuncusu olan Emin Erkul bu teklife çok sevinir; öyle ki kurucu üye olmayı kabul ettiği gibi diğer iki kurucu üyeyi de kendisi bulur: Bu isimler, Selahattin Adil Paşa ve Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun kardeşi Hamit Saraçoğlu”dur.

Hamit Saraçoğlu ve Selahattin Adil Paşa’nın buldukları maddi destek sayesinde, ilgili yasal düzenlemelerin gereklerinin yerine getirilmesi ve kuruluş işlemleri için istenen evrakların 1943 yılı Haziran ayında tamamlanmasının ardından ‘İstanbul Türk Şatranç Kulübü’, 13 Ağustos 1943 günü faaliyete geçmiştir.

İlk Tüzük, ‘Şatranç Klubü Nizamnamesi’ başlığı ile 13 Ağustos 1944 tarihinde kitapçık halinde basılmıştır. Kapağına ‘Şatranç Klubü Nizamnamesi’ ibaresi yazılsa da, iç kapaktaki ifade ‘İstanbul Türk Şatranç Klubü Esas Nizamnamesi’ biçimindedir.

Bu nizamnamede, derneğin kurucuları üçüncü maddede belirtilmiştir:

Madde 3- Cemiyetin Müessisleri Aşağıda Yazılanlardır.

  1. Türkiye Tebasından Emin Erkul: İstanbul Sabık Şehremini Doktor Operatör. (Eski Belediye Başkanı)
  2. Türkiye Tebasından Hamit Saraçoğlu: Başvekilimizin Kardeşi (Osmanlı Bankası Yön.Kur. Üyesidir)
  3. Türkiye Tebasından General Selahattin Adil: İstanbul Sabık Kumandanı (Eski İstanbul Komutanı)
  4. Türkiye Tebasından Murat Sertoğlu: Genç Muharrirlerimizden Tanin Tahrir Müdürü (Yazı İşleri Müdürü)
  5. Türkiye Tebasından Ahmet Tevfik Yücesoy: Emekli Subay Yüksek Mühendis Mektebi Sabık Fransızca Muallimi (Emekli Öğretmen)

Derneğin ilk yönetimi beş yıl boyunca (1944-1949) görevde kalmak üzere oluşmuşsa da, sonraki birkaç yılda yönetimde değişiklikler görülmüştür.

Kulübün ilk toplanma yeri olarak, zamanın bürokratlarının devam ettiği bir lokal olan Serkldoryan Oteli’nin (Cercle D’Orient / Büyük Kulüp) bir salonu kullanılmıştır. İstiklal Caddesi’nde İpek Sineması’nın giriş holünün sağ tarafındaki bir kapıdan girilerek üst katta bulunan kulübe çıkılmaktadır.

Kulüp, tam tarihi belli olmasa da, 1944 yılında Tokatlıyan Oteli’nin alt kat salonlarından birine taşınmıştır. Bu dönemde dernek başkanı olarak Dr. Emin Erkul’u görüyoruz. Zamanla üye sayısı ve etkinlikleri hızla gelişen kulüp için burası da yetersiz kalmış ve daha iyi koşulların sağlanması için çözüm yolları aranmaya başlanmıştır.

Cemil Cahit Toydemir (Solda)

Daha sonra (muhtemelen 1945 yılı Nisan ayında) Dr. Emin Erkul sağlık nedenlerini öne sürerek başkanlıktan çekilir. Başkanlığa oy birliği ile 1. Ordu Komutanı Orgeneral Cemil Cahit Toydemir seçilmiştir. Toydemir, bulunduğu görevin avantajlarını da kullanarak daha uygun bir yer için üst yönetim kademelerinde girişimlerini sürdürmüştür.

Cemil Cahit Toydemir ve M.K. Atatürk

Orgeneral Cemil Cahit Toydemir’in, dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Dr. Lütfü Kırdar nezdindeki girişimleri sonuç verir ve Kırdar büyük bir lütufta bulunarak Taksim Belediye Gazinosu’nun üst katını kulübün kullanımına sunar. Gazino yönetimi kulüp için bir salon ayırmış ve her tür konforu sağlamıştır. Doğan Günsav anılarında “Bu faaliyetlerle ekseriya Ahmet Tevfik Yücesoy Bey uğraşırdı.” diyor.
1945 yılı Mayıs ayı içinde kulüp yeni lokaline taşınır. Projesi mimar Rüknettin Güney tarafından yapılmış olan Taksim Belediye Gazinosu, Gezi Parkı’nın Harbiye’ye doğru uzanan bölümündedir (günümüzde InterContinental İstanbul Oteli’nin bulunduğu yer). Satranç Kulübü uzun bir süre bu lokali kullanmış ve belki de en verimli faaliyetlerini bu mekanda gerçekleştirmiştir.

12 Mart 1971 muhtırasının ardından değişikliğe uğrayan Cemiyetler Kanunu’nun dernek ve benzeri kuruluşlarda “Türk” isminin kullanılmasını Bakanlar Kurulu iznine bağlaması neticesinde, derneğin isim değişikliği yapması yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Bunun üzerine, önce 4 Aralık 1971 tarihinde yapılan olağan genel kurulda kulübün adının “İstanbul Türk Satranç Derneği” olarak değiştirilmesi yönünde karar alınmış, 5 Mayıs 1973 tarihinde yapılan genel kurulda ise derneğin adı “İstanbul Satranç Derneği” olarak değiştirilmiştir.

İstanbul Türk Şatranç Kulübü’nün Vizyon ve Misyonu

Feyzi Akeren, 1944 yılında satrancımızla ilgili genel bir değerlendirmesinde şunları ifade etmiştir: “Ankara ve İstanbul’da birer kulüp var. Yakında İzmir’de de olacak.
İstanbul’da yeni intişara başlayan güzel şatranç mecmuasını zevkle okuyorum. Şatrancın yalnız bir eğlence olmadığı memleketimizde anlaşılmış olduğu kanaatindeyim. Şatrancın mektepliler arasında revaç bulduğunu sevinçle görüyorum. Gözlerimi kapamadan mektep programlarına ithalini göreceğimi de ümit ederim.”
Bu kısa ifadesinde, ülkemizde satrancın gelişmesi için gerekli olan dört temel unsurun; “Kulüpleşme”, “Basın – Yayın”, “Satranca bakış ve anlayış”, “Satrancın eğitim programlarında yer alması” olduğunu net bir ifade ile açıklamıştır.

Feyzi Akeren’in bu söylemi, dönemin satranç öncülerinin misyonunun bir yansımasıdır. Süreç içinde çalışmaların bu alanlarda yoğunlaşması da bunu kanıtlamaktadır.

Kurulduğu günden itibaren kulüp lokalinde, klasik turnuvalarla birlikte yıldırım satranç turnuvaları, problem ve etüt yarışmaları, simültane gösteriler ve ‘körleme’ (à l’aveugle, gözler kapalı halde oynama) karşılaşmaları düzenlenmiş ve kazananlara çeşitli ödüller verilmiştir. Bu etkinliklerle modern satrancın dünyadaki tüm uygulamaları hayata geçirilirken, yazılı basının da katkıları ile satranç oyununun Türkiye gündemine girmesine, satrancın özellikle gençler arasında yayılmasına ve gençlerin ilgisinin çekilmesine çalışılmıştır.

Kulüp, kuruluşundan kısa bir süre sonra 1943 yılı içinde Kulüp Şampiyonası düzenlemiştir. İki ay süren turnuvaya 20 oyuncu katılmış ve karşılaşmalar sonunda Selim Palavan, 1943 yılı ‘Kulüp Şampiyonu’ olmuştur. Birincilik ödülü olarak ise abanoz ağacından üretilmiş antika sayılabilecek bir resim çerçevesi; eş puanla ikinci olan Demir Sayman ve Andre Hayoş ile üçüncü olan Serj Poraponoff’a birer stilo (dolma kalem) armağan edilir. Yapılan Yıldırım Turnuvaları’nın ilkini Bay Franko, İkincisini Bogdan Jeloviç kazanır. Genellikle bu turnuvalarda birinci olanlara armağan olarak satranç kitabı verilmiştir. Turnuvaya katılan diğer oyuncuların isimleri, turnuvanın başlama ve bitiş tarihleri gibi detaylara ulaşılamamakla birlikte farklı metinler arasında Eddy Schiffmann, General Selahattin Adil, Willi Kornfilt gibi bazı oyuncuların isimlerine rastlanmıştır. O yıllarda İsviçre eşlendirme sistemi henüz pek yaygın olmadığından yarışmalar döner turnuva (bkz. lig usulü, tüm katılımcıların birbiriyle oynadığı sistem) biçiminde oynanmaktadır.

Vakit Gazetesi Satranç Turnuvası

Vakit gazetesi, İstanbul Türk Şatranç Klubü’nde ödüllü bir turnuva düzenler. Turnuvaya izleyici kabul edilir. Selim Palavan, Fred Benda, Jeloviç, Andre Hayoş, Demir Sayman gibi güçlü oyuncular turnuvaya katılmazlar; Vakit gazetesinin satranç köşesini de hazırlayan Doğan Günsav gazete adına turnuvayı yönetmiştir. Turnuva sonunda şampiyon olan Tocholko, birincilik ödülü olarak kendisine verilen 60 adet kitabı da kulüp kütüphanesine bağışlamıştır.

İlk ‘Satranç Takımı’ Üretimi

O yıllarda ülkede satranç takımı üretimi yoktur. Talep olmadığı için de ithal edilmemektedir. Satranççılar gereksinimleri olan satranç takımlarını farklı yollarla yurt dışından getirtmektedirler.
İstanbul Türk Satranç Klubü’nün ihtiyacı olan satranç takımlarını temin etmek için Doğan Günsav, Ahmet Tevfik Yücesoy’un Staunton satranç takımını alır ve Tahtakale’deki marangoz Hilmi Usta’ya götürür.
Hilmi Usta bu takımın taşlarının benzerini başarılı bir şekilde ahşaptan üretmiştir. Kulübün gereksinimi olan satranç taşları da bu sayede karşılanmıştır. Plastik malzemeden yapılmış olan altlıkların nasıl temin edildiği ise bilinmemekle birlikte, Bulgaristan’dan getirtilmiş olabileceğinden söz edilmektedir.
El yapımı taşlar, standart boyutlardan daha büyük ve daha kalındır.

Hilmi Usta’nın Staunton takımdan modelleyerek yaptığı satranç taşları.

Ülkemizde 1970 yılına kadar satranç takımı üretimi yapılamamış, gereksinimler yurt dışından sağlanmıştır. 1970’li yıllarda Hrant Mardikyan ve Suat Erözbek standartlara uygun ilk yerli satranç takımını üretmişlerdir.

İlk ‘Satranç Saati’ Üretimi

Satranç takımları gibi, ülkemizde satranç saati temin etmek de o tarihlerde imkansızdır. Ancak yurt dışından dönen az sayıda satrançseverin, gittikleri ülkelerden temin ettikleri kişisel satranç saatleri bulunmaktadır.
Satranç saati bulunmadığı için, gerek Halkevlerinde gerekse İstanbul Satranç Kulübü’nde oynanan turnuvalarda, zaman kontrolü bir hakem tarafından yapılmaktadır. Hamle başına belirlenen süre sonunda, zaman kontrolünden sorumlu hakemin işareti ile hamlede olan oyuncu hamlesini yapmakta ve rakibin düşünme süresi başlamaktadır. Önemli turnuvalarda, genel olarak hamle başına 3 dakika süre verilmektedir. Düşünme süreleri her turnuvada oyuncuların talebi veya organizasyonun kararı ile değişebilmektedir.
İlk başlarda zaman kontrolü, bir hakemin saat tutup hamle yapmaları için oyuncuları üç dakikada bir uyarması şeklinde uygulanır. Uyarı genellikle zil çalınarak yapılır. Saat yerine kronometre, zil yerine düdük kullanıldığı zamanlar da olmuştur. Bu uygulama, oyuncuları her hamlede eşit süre kullanmaya zorunlu kılmaktadır.
Oyuncunun maç boyunca kendisine ait olan süreyi özgür bir şekilde kullanamamasının yarattığı sıkıntıları ve bunun oyuna olumsuz etkilerini tüm satranççılar bilir. Bununla birlikte satranç saatinin olmaması satranç oyunu için hiçbir zaman engel sayılmamıştır.
Bu olumsuzlukları aşmak için bir an önce yeteri kadar satranç saati sağlayabilmenin yolları aranmıştır. Sonunda bir yol bulunur: Ali Rıza Alpar, İsviçre’den getirdiği satranç saatini Gölcük’te kendisi gibi Bahriye Makine Subayı olan bir arkadaşına götürür ve o da bu saati örnek alarak yerli bir satranç saati yapar. Saati yapan Bahriye Makine Subayının kimliği ve kaç adet saat yapıldığı; Ali Rıza Alpar’a ait saatin markası ve modeli bilinmemektedir. Yapılan araştırmalar ve takip eden turnuvalardaki zaman uygulamaları dikkate alındığında, tek bir saatin üretildiği anlaşılmaktadır. Maalesef yerli üretim olan bu saate ait bir fotoğraf da günümüze ulaşmamıştır.
Doğan Günsav, anılarında bu olayı şöyle anlatır: “Ali Rıza Alpar İsviçre’den getirdiği kendine ait satranç saatini, Gölcük Tersanesi’nde kendisi gibi makine mühendisi olan bir arkadaşına götürdü. O da bu saati örnek alarak iki basit saati bir mekanizma ile birleştirdi ve çift kadranlı bir satranç saati yaptı.”
1945 yılı sonuna kadar turnuvalarda zaman kontrolü, benzer yöntemlerle yapılmaya devam etmiştir. Orhan Günsav, Türkiye Satranç Mecmuası’nın Kasım 1945 tarihli 18. sayısında ‘Türk Satrancı ve Dünya Olimpiyatı’ başlıklı yazısında, zaman kontrolüne ilişkin düşüncelerini şöyle paylaşmıştır: “İstanbul Satranç Kulübü tarafından şimdiye kadar düzenlenen turnuvalar saatsiz yapılmıştır ki bu durum karşılaşmaların sonucunun sağlıklı olduğu hakkında şüphe duymaya yeterlidir.
Dört saatte bitmesi gereken karşılaşmalar bazen yedi, sekiz saat devam etmiştir. İsviçre’den sipariş edilen saatler geldiğinde önemli turnuvalar daha sağlıklı yapılacak, güçlü oyuncular deneyim kazanacaktır.” İsviçre’den sipariş edilen saatlerin gelip gelmediği ya da kaç adet sipariş edildiği bilinmiyor.
1946 yılı başlarında Kemal Şenol tarafından çift kadranlı bir satranç saati tasarlanır ve üretimine başlanır. Zaman kontrolünün bu saatlerle yapıldığı 1946 İstanbul Birinciliği, her masada satranç saati bulundurulan ilk turnuvadır. Kemal Şenol’un ürettiği satranç saatlerinin herhangi bir örneği günümüze ulaşmamıştır.

Ülkemizde İlk Körleme Oyun Gösterisi

İstanbul Türk Şatranç Kulübü’nde Selim Palavan, aynı anda birinci sınıf oyunculardan Tocholko ve Langle’ye karşı körleme oynamıştır. Karşılaşmada yaptığı parlak kombinezonlarla büyük takdir toplayan Palavan, Langle’yi yenerken Tocholko ile berabere kalmış ve satranç camiasında geniş yankı bulan bu başarı, Türkiye Satranç Mecmuası’nda da haber olmuştur. Haberde, karşılaşmanın yapıldığı kesin tarihe ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Buna karşın, İstanbul Türk Şatranç Kulübü’nün kuruluşundan itibaren yaptığı etkinliklere geniş yer verilmiştir. Ülkemizdeki bu ilk körleme oyun gösterisinin, kulübün açılmasından sonraki süreçte veya 1944 yılı Nisan-Mayıs aylarında yapılmış olma ihtimali yüksektir.

Yıldırım Turnuvaları

Kulüp bünyesinde yapılan Yıldırım Turnuvaları’nın ilkini Bay Franko, ikincisini Bay Jeloviç kazanmıştır. Çok ilgi çeken yıldırım turnuvalarında birinci olanlara genelde satranç kitabı armağan olarak verilmektedir. Tarihleri ve katılımcıları kesin olarak bilinmeyen yıldırım turnuvalarının sık sık yapıldığını da yazılı kaynaklardan öğreniyoruz.

Simültane Gösteriler

Kulüp lokalinde sık sık çoklu (simültane) gösteriler düzenlenmiştir. Kulübün teknik işlerinden sorumlu olan Selim Palavan genellikle turnuvaları yönetmiş ama sık sık da simültane vermiştir. Türkiye Şatranç Mecmuası’nın ilk sayısında (Haziran 1944) bu etkinlik ve haberler verilirken “Bu kış kulübümüz salonlarında sık sık simültane turnuvaları tertip edilmiş, bu turnuvalara gerek hariçten ve gerekse kulüp üyeleri iştirak etmişlerdir.” denmiştir. Bu ifadeden, turnuva ve etkinliklerin 1943 Haziran-1944 Haziran arası dönemde yapıldığı anlaşılmaktadır.
18 Şubat 1945 Pazar günü otel sahibi İbrahim Gültan’ın desteği ile Tokatlıyan Oteli’nin büyük salonunda bir simültane parti düzenlenir. Yaklaşık 200 izleyici toplandığı gösteride partiler saat 16.00’da başlamış, 17.45’te bitmiştir. Mübin Boysan 14 kişiye karşı oynadığı gösteriyi on kazanç, iki beraberlik iki kayıpla tamamlamıştır (Macit Çiftyıldız ve Nuri Çay ile beraberlik, Enver Erkut ve Metin Hotinli’ye kayıp). Oyunculardan Meftun Erduman ise çevresindekilerle analiz yaparak oynadığı ve kural ihlali yaparak kazandığı için hakemler tarafından hükmen yenik sayılmıştır. Gösteri, İstanbul satranç kamuoyunda büyük ilgi toplar. Kulüp lokalinde çok sık yapılan çoğul gösteriler, daha sonraları üniversite ve liselerde sık sık tekrarlanır.

Bir başka kayda değer simültane gösterisi ise 30 Ocak 1949 Pazar günü Pangaltı Lisesinden Yetişenler Derneği lokalinde Mübin Boysan’ın 53 yarışmacıya karşı gerçekleştirdiğidir. Gösteriyi büyük bir izleyici kitlesi önünde yapan Mübin Boysan beş buçuk saat süren maratonu 38 kazanç, 10 beraberlik ve 5 kayıpla tamamlamıştır.
Dernek tarihinin en büyük çoğul gösterisi ise 6 Mart 1949 Pazar günü yine Pangaltı Lisesinden Yetişenler Derneği lokalinde yapılmış olup, Selim Palavan’ın 80 yarışmacıya karşı oynadığı bu çoğul gösteride Doğan Günsav, Turhan İmre, Turan Kemaloğlu, İlhan Onat ve Siyami Uçak hakemlik yapmıştır. Büyük bir izleyici topluluğu karşısında yapılan ve 6 saat 15 dakika süren gösteriyi Selim Palavan 70 kazanç ve 10 beraberlik gibi inanılması güç bir skorla tamamlamıştır.

Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun Kulübü Ziyareti

11 Ekim 1945 Perşembe günü Başbakan Şükrü Saraçoğlu İstanbul Türk Şatranç Kulübü’nü ziyaret etmiş; Kulüp Başkanı Orgeneral Cemil Cahit Toydemir ile bir dizi satranç maçı yapmıştır. Kulüp hakkında bilgiler alan Başbakan Saraçoğlu, Kulüp Yönetim Kurulu Üyelerinden Dr. Emin Erkul, Emekli General Selahattin Adil, Emniyet Sandığı Direktörü Mazhar Nedim Göknil ve Behiç Besler ile sohbet etmiştir.

İnönü ve Saraçoğlu

İstanbul Satranç Birinciliği Turnuvaları

İlk zamanlarda bu turnuvalar Kulüp Şampiyonası olarak başlamıştır. Özellikle Halkevleri satranç kollarının güçlenmesi ve aralarında takım karşılaşmalarının başlaması sonrasında Halkevleri bünyelerinde çok güçlü satranç oyuncuları yetişmiştir. Bu gelişmelerin yarattığı bir zorunluluk olarak, 1946 yılından itibaren kulüp şampiyonaları devam ederken bir yandan da ‘İstanbul Birinciliği’ turnuvaları düzenlenmeye başlanmıştır. Her iki turnuva da geleneksellik kazanarak devam etmiştir.

İstanbul Türk Şatranç Kulübü Şampiyonalarının ilki, yukarıda da belirtildiği gibi kulübün kuruluşundan kısa bir süre sonra (1943 yılı içinde) düzenlenmiştir. Turnuvada yer alan güçlü oyuncuların büyük bir bölümü devletin üst kademelerinde görev yapan bürokratlardır, diğerleri ise üniversite öğrenimi almaktadır. Bu nedenle turlar genellikle akşamları, iş çıkışından sonra veya hafta sonları oynanabilmektedir. Turnuvalar döner sistemle oynandığı için tüm oyuncuların aynı gün ve saatte tura başlamaları genellikle olası değildir. Hangi turda karşılaşacaklarının da bir önemi yoktur. Oyuncular kendi aralarında anlaşıp, uygun gün ve saatte buluşup oyunlarını oynamakta ve sonucu da hakeme iletmektedirler.

1944 Yılı Kulüp Şampiyonası, İlkler ve Karartma Önlemleri

Kulüp şampiyonalarının ikincisi, bir önceki yıla göre birçok yenilik ve değişikliklerle 10 Temmuz 1944 tarihinde başlamış ve iki ay sürmüştür. Turnuvaya sadece birinci sınıf 10 oyuncu alınmıştır.

Kura sıralamasına göre:

  1. Fred Benda (Amerikan İstihbarat Bürosu Muharriri)
  2. Bogdan Jeloviç (Yugoslavya Konsolosu)
  3. Doğan Günsav (İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Öğrencisi)
  4. Demir Sayman (Yüksek Mühendislik 4. Sınıf öğrencisi)
  5. Franko (İngiliz vatandaşı, Muhasebeci)
  6. Andre Hayoş (Macar vatandaşı, Besteci)
  7. Willi Kornfilt (Elektrik Mühendisi)
  8. Metin Hotinli (İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü Öğrencisi)
  9. Nahit Urha (Tüccar)
  10. Selim Palavan (Yüksek Mühendis Mektebi’nde -daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi- doçent)

Turnuva 9 tur üzerinden döner sistemle oynanır; zaman temposu 1 saat / 20 hamle, her hamlede düşünme süresi 3 dakika olarak belirlenmiştir. Turlar hafta içi her gün akşam saat 20.00 – 24.00 aralığında oynanmıştır.

Turnuvada her masada çift kadranlı satranç saati yoktur. Zaman temposunu kontrol edebilmek için, kulüp üyesi bir makine mühendisinin yaptığı çift kadranlı satranç saati kullanılmıştır. (bkz. İlk Saat Üretimi) Ancak turnuvada her masaya bir saat konamadığı için, hamle düşünme süresi olan 3 dakikanın tamamlandığı yine bir hakem tarafından kontrol edilerek oyunculara duyurulmuştur.

Bu şampiyonanın bir özelliği de 2. Dünya Savaşı’nın ağır etkileri altında yapılmasıdır. Savaş nedeniyle 7 Ağustos 1944 gününden itibaren 39 ilde
geceleri karartma önlemleri başlatılmıştır. Geceleri sokağa çıkma yasağı getirilmiştir ve İstanbul’da da karartma tedbirleri uygulanmaktadır. İlk birkaç gün, ışığın dışarı taşmaması için pencereler perdelerle kapatılarak maskeleme yapılır ve turlara devam edilir; ancak gece dışarı çıkma yasağına çare bulunamamıştır: Geç saatlere kadar devam eden maçlardan sonra eve dönüş olanaksızdır. Bu gelişmeler üzerine kulüp yönetimi, 12 Ağustos 1944 tarihli kararı ile tur saatlerini değiştirmiş ve karşılaşmaların saat 16.00 – 20.00 arasında oynanmasına karar vermiştir. Ne var ki bu kez de tur saatleri ile mesai saatleri çakıştığı için bu uygulama da verimli olamamıştır; nitekim sonunda kulüp yönetimi -daha önceden oynanmış oyunları geçerli sayarak- turnuvanın karartma tedbirleri kalkıncaya kadar ertelenmesine ve turnuvanın kaldığı yerden devam ettirilmesine karar verir.

Karartma tedbirleri 8 Kasım 1944 tarihinde kaldırılır ve turnuvanın devamı için ancak 1945 yılı Şubat ayında çalışmalara başlanabilir. Öncelikle Selim Palavan ve Fred Benda maçındaki anlaşmazlığın çözümü ele alınır. Taraflar ikna edilemez ve sorun çözümlenemez. Böylece 1944 yılı İstanbul Türk Şatranç Kulübü Birinciliği tamamlanamaz.

1945 yılında kulüp şampiyonası dışında pek etkinlik yapılamaz. Turnuvanın ne zaman yapıldığı ve katılan oyuncu sayısı gibi detaylara ulaşılamamıştır, ancak Mübin Boysan’ın 1945 yılı Kulüp Birincisi olduğu, derginin sonraki sayılarında satır aralarında not düşülmüştür.

1946 Yılı 1. İstanbul Birinciliği Turnuvası

Bu turnuva, ilk İstanbul Birinciliği Turnuvası olma özelliğini taşımaktadır. Bu turnuva ile ilk kez kulüp üyeleri dışındaki oyuncuların şampiyonaya katılmasına olanak sağlanmıştır. İstanbul Türk Şatranç Kulübü, 1946 yılı Ocak ayında İstanbul Şatranç Birinciliği düzenleyeceğini duyurur. Turnuva herkese açık olacaktır. Final 12 kişi arasında oynanacak, katılımın fazla olması halinde 10 Aralık’ta (1945) seçme turnuvası yapılacaktır. İlgililerin bu tarihe kadar isimlerini İstanbul Şatranç Kulübü Katibi Bay Karlo’ya yazdırmaları istenir.

İlk kez düzenlenen İstanbul Birinciliği Turnuvası ile sonraki turnuvalarda da geçerli olacak genel format belirlenmiş olur. Belirlenen kurallar sonraki yıllarda da birkaç istisna dışında uygulanmaya devam edilecektir. Bu turnuva da bu istisnalardan biridir. Finalin 12 oyuncu ile oynanacağı duyurulduğu halde, seçmelerden gelenlerin katılımı ile final, toplamda 18 oyuncu ile oynanmıştır. İstanbul Birinciliği Turnuvaları’nda; şampiyona finalinin 12 oyuncu ile oynanması ve final grubunu belirlemek için ön seçme turnuvaları düzenlenmesi, sonraki turnuvalar için de temel kural olur.

1946 yılı İstanbul Birinciliği Turnuvası’nın haberleri ve çizelgeleri Türkiye Şatranç Mecmuasının Kasım 1945 tarihli 18. sayısında yayınlanmıştır. Turnuvaya katılım sayısı fazla olduğundan final grubunu belirlemek için 1946 İstanbul Satranç Birinciliği Seçme Turnuvası düzenlenir. Turnuva 15 Aralık 1945 tarihinde başlamıştır. Daha önce turnuvanın 9 tur döner sistemle oynanacağı duyurulmuş ancak turnuvaya aşağıda isimleri bulunan dokuz oyuncu katılmıştır:
1- Enver Erkut
2- Hüsnü Seber
3- Mario Corinthios
4- Christian Delenda
5- Robert Sargologo
6- Sami Arsev
7- Jirayr Çakır
8- Meftun Erduman
9- Viladimir Zipkin

Seçmelerden, Mario Corinthios, Christian Delenda, Robert Sargologo, Mimar Sami Arsev, Jirayr Çakır final karşılaşmalarına katılma hakkı kazanmıştır.
1946 yılı İstanbul Birinciliği final turnuvası, 16 Mart 1946 Cumartesi günü saat 16.00’da Taksim Belediye Gazinosu’nun üst salonunda (İstanbul Türk Satranç Kulübü Lokali) başlamış ve 14 Nisan 1946 tarihinde sonlanmıştır. 20 Nisan Cumartesi günü saat 16.00’da yapılan bir törenle ödüller verilmiştir. Selim Palavan 16 puanla İstanbul şampiyonu olmuştur. Turnuvanın özellikleri;

  1. Turnuva ciddiyeti, organizasyon, turnuva yönetimi gibi konularda şimdiye kadar yapılan turnuvaların en mükemmeli olmuştur. Turnuvada yapılan uygulamalar ‘ilk’ olma özelliği taşımaktadır.
  2. İlk kez sadece bir kulüp üyeleri yerine tüm İstanbul satranççıları katılabilmiştir.
  3. İlk kez her masada çift kadranlı satranç saatleri kullanılmıştır.
  4. İlk kez turnuvada ilk dörde maddi ödül verilmiştir. (Birinci: 200 TL, İkinci: 125 TL, Üçüncü: 75 TL, Dördüncü: 50 TL.)
  5. Turnuvaya yabancı uyruklu oyuncular da katılabilmiş ancak nakdi ödüller sadece Türk oyunculara ödenmiştir.
    Turnuva basında da gereken ilgiyi görür. Akşam gazetesi, Ali Rıza Alpar aracılığı ile şampiyonayı takip ederek yayınlar. Cumhuriyet gazetesi de, kulüp üyesi ve turnuva yarışmacısı olan Christian Delenda aracılığı ile turnuvayı izler ve Fransızca nüshası ‘La Republique’ yayınında yer verir.

1947 Yılı 2. İstanbul Birinciliği Turnuvası

1947 yılında 2. İstanbul Satranç Birinciliği düzenlenir. İstanbul Satranç Derneğinin ikinci kez organize ettiği turnuvanın katılım koşulları Aralık 1946 tarihli Türkiye Satranç Mecmuası’nda duyurulur. İlan edilen koşullara göre;
1. Turnuva iki grupta oynanacaktır. Birinci grupta; 1946 yılı İstanbul Birinciliği’nde yüzde 50 ve üzerinde başarı sağlayan 9 oyuncu yer alacak; ayrıca kuvvetleri bilinen ama mazeretleri nedeni ile 1946 Birinciliğine katılamamış olan Demir Sayman, Andre Hayoş ve Fred Benda isterlerse birinci grupta yarışabileceklerdir. Birinci grubun oyuncu sayısı en çok 12 kişi ile sınırlandırılmıştır.

2. Birinci grupta maçlar çift turlu oynanacak, turnuva sonuç sıralaması, ikinci bir turnuvaya kadar resmi sonuç olarak kabul edilecektir.

3. Mazeretleri nedeni ile turnuvaya katılamayanların yerine 1946 yılı şampiyonasına katılanlardan koşulları uyanlar alınacak, grup 12 kişiye tamamlanacaktır.

4. Birinci grupta toplam puan başarısı yüzde 33,3’ün altında kalanlar ikinci gruba indirilecektir. İkinci grupta 1946 yılı İstanbul Birinciliği’nde yüzde 50’nin altında başarı gösteren oyuncular doğrudan, turnuvaya katılmamış ama yıl içinde Halkevleri, Üniversiteler ve okul turnuvalarında başarı göstermiş oyunculardan başvuranlar ise Kulüp Seçme Komitesinin kararı ile katılabilecektir.

5. İkinci grupta toplam puan başarısı yüzde 66.7 ve üzerinde olan oyuncular birinci gruba yükselecektir.

6. Kulüp üyesi olmayan katılımcılar, birinci grup için 5 Lira, ikinci grup için 2,5 Lira katılım ücreti ödeyecektir.

7. Turnuvaların başlama ve bitiş tarihleri ile tur günleri, grupların katılımcı sayılarına göre Kulüp Turnuva Kurulu tarafından belirlenecek ve ilan edilecektir.

Turnuva Yönergesinden, İstanbul satranççılarının kuvvet derecelerine göre sınıflandırılmasının amaçlandığı anlaşılıyor. Benzer bir çalışmayı 1945 yılında Beyoğlu Halkevi’nde Turan Başak uygulamıştır. 1946 yılının güçlü oyuncularından Selim Palavan, Willi Kornfilt, Robert Sargologo, Kutlu Büyükdoluca ve Vedat Çelebi askerlik, okul ve iş engelinden dolayı turnuvaya katılamazlar. Yerlerine Andre Hayoş ve Kutlu Aksoy (Fatih Halkevi Şampiyonu) alınır.

Çekilen kura sırasına göre; Nevzat Süer, Bogdan Jeloviç, Musa Tebi, Mario Corinthios, Macit Çiftyıldız (İskenderoğlu), Ali Rıza Alpar, Mübin Boysan, Kutlu Aksoy, Serj Poraponoff (Siracettin Bilyap), Andre Hayoş, Orhan Günsav, Christian Delenda şampiyonaya katılmıştır.

Turnuva 28 Aralık 1946-2 Mart 1947 tarihleri arasında İstanbul Satranç Derneğinde haftada üç gün (Salı, Cumartesi ve Pazar günleri) oynanmıştır. Karşılaşmalara izleyici kabul edilir ve günün koşullarına göre kalabalık sayılabilecek bir izleyici grubu katılır.

Akşam gazetesi salı günleri turnuva ile ilgili geniş haberlere yer vermiştir.

Türkiye Satranç Mecmuasının haziran ve temmuz sayılarında duyurulan İstanbul Satranç Birinciliğinin ön koşulları uyarınca yapılacak olan 2. Kategori turnuvası için; Coşkun Külür, R.Amon, Jirayr Çakır, İlhan Ergun, Orhan Yumlu, R. Özbilen, Vladimir Zipkin başvurmuştur. 1946 turnuvasında yeterli oranı tutturamayan (yüzde 33,3) Bogdan Jeloviç ile Christian Delenda da katılabilecektir. Turnuvanın şekli, başlama tarihi ve oyun günleri kulüp idaresince kararlaştırılıp panoda duyurulacaktır.

28 Aralık 1946-2 Mart 1947 tarihlerinde, kulüp lokalinde çift turlu döner sistemle yapılan turnuvada Mübin Boysan ve Nevzat Süer eş puanla birinci olur. Aralarında yapılan eşitlik bozma maçlarını Nevzat Süer kazanır ve 1947 yılı İstanbul Birincisi olur.

1948 Yılı 3. İstanbul Şampiyonası Turnuvası

3. İstanbul Şampiyonluk Turnuvası, 28.12.1947 tarihinde Taksim Belediye Gazinosu’nda başlamıştır. Kura sırasına göre; M.Corinthios, Ali Rıza Alpar, Vladimir Zipkin, Mübin Boysan, Serj Poraponoff, Nevzat Süer, Musa Tebi, İlhan Ergun, Metin Hotinli, Doğan Günsav, İsmet Akıncı ve Macit Çiftyıldız katılmıştır. Turnuva 28.12.1947 – 7.2.1948 tarihleri arasında sadece Cumartesi ve Pazar günleri oynanmış ve tek turlu Berger sistem uygulanmıştır. Toplam 132 oyunda 16 beraberlik olması, turnuvanın çok çekişmeli geçtiğini gösteriyor. Turnuva sonunda Nevzat Süer (8,5 / 11) birinci, Mübin Boysan ve M. Corinthios (8 / 11) ikinci ve üçüncü olmuştur.

1949 -1970 tarihleri arasında geçen zamanda yapılan İstanbul Birinciliği turnuvaları ve İstanbul şampiyonları hakkında elimize yazılı kaynak ulaşmamıştır. Dernek Tarih Komisyonu’nun araştırmaları sürmektedir. Bazı yıllara ait turnuva çizelgeleri ve bilgiler ise arşivde tutulmuştur.

Bu tarihçe, Ahmet Haznedaroğlu’nun “Kültürden Sanata Satranç Tarihimiz” kitabı esas alınarak ve dernek üyeleri tanıklıklarından da yardım almak suretiyle olgu doğrulaması yapılarak hazırlanmıştır.

Instagram
WhatsApp WhatsApp ile ulaşın.